Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Şubat, 2010 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

ABİTOĞLU İSTİFA

Hakemler hata yapıyorlar ve yapacaklardır da. Biz nasıl işimizde hata yapıyorsak, onlar da maç içinde hata yapabilirler. Ofsaytı görmeyebilirler, faulleri yanlış değerlendirebilirler, eli kaçırabilirler hatta çizigiyi geçmeyen topa gol bile verebilirler. Ama eğer yaptığının ismi "hata" olmaktan çıkıyorsa, o hakeme bir daha maç yönettirilmemelidir. Manisaspor-Fenerbahçe maçının 55'inci dakikasında Emre Belözoğlu kaleciyi geçiyor ve kendini yere bırakıyor. Hakem Mustafa Kamil Abitoğlu penaltıyı vermiyor hatta kart göstermeye oraya doğru yürüyor ama o an kafasından neler geçiyorsa kartı gösteremiyor. Tabiri caizse yemiyor. Ben bir futbol sever olarak o pozisyona penaltı verse daha az sinirlenirdim. Derdim ki "Açısı kötüydü, yanlış penaltı verdi". Ama o sarı kartı göstermemesinin affedilir yanı yok. Bu kadar açık bir eyyamın, şikeden farkı yok bana kalırsa. Dilerim ki böyle hakemlerden ligimiz çok acil olarak temizlenir, çünkü adaletin olmadığı yerde, güven ortamı d

GALATASARAY - ANTALYASPOR : 3-2

Galatasaray taraftarları, hem sakatlıkların çoğalması, hem başkanın açıklamaları, hem de rakip oyuncuların sertliğin dışına çıkan oyunları yüzünden epey gerginlerdi. Geçtiğimiz senelerde bu tarz gerginlikler takımın işine yarayabiliyordu ama bu sene tam tersi takımın zararına oluyor. Maçın birinci saniyesinde ve 60'ıncı saniyelerinde sert bir faul yaparak başladı Galatasaray. Sanki "artık bizde sert oynayacağız" der gibilerdi ama bu sertlik sadece maçın ilk 3 dakikasına kadar sürdü. Kimsenin dile getirmediği bu olay yani yumuşak oyun tarzı yüzünden Galatasaray aylardır (1.11.2009 Sivas maçından beri) Ali Sami Yen'de karşı takımı baskı altına alamıyor. Takımda kimse rakibine karşı sert ve hırslı oynamıyor. İleri uçtaki oyuncular çok kırılgan, topa girmeye korkan yapıda oyuncular. Onlara karşı sert oynanınca ya toptan uzaklaşıyorlar ya da ayarı tutturamayıp kırmızı kart görüyorlar. Yine de bir yere kadar forvet oyuncuların kırılganlığını anlayabiliriz. Ama takımda defan

"SPORUN EKONOMİK VE SOSYAL HAYATA ETKİLERİ, KURUMSALLIK" SEMİNERİ

"Galatasaraylılar Derneği ve Galatasaray Üniversitesi Mezunları Derneği’nin ortaklaşa düzenlediği ve Galatasaray Üniversitesi ev sahipliğinde gerçekleştirilecek “Sporun ekonomik ve sosyal hayata etkileri, kurumsallık ve denetimi” konulu panel 13 Şubat 2010 Cumartesi günü saat 15.00’te üniversitemizin Aydın Doğan Salonu’nda gerçekleşecektir. Tema konuşmacısı olarak Ekonomi’den sorumlu eski Devlet Bakanı Prof. Dr. Nazım Ekren’in katılacağı panelin programı aşağıdadır. Yer: Galatasaray Üniversitesi Aydın Doğan Salonu Tarih: 13 Şubat 2010 Cumartesi Saat: 15.00 Program: Açılış Konuşmaları: -Galatasaray Üniversitesi Rektörü Sn. Prof. Dr. Etem Tolga -TFF Başkanı Sn. Mahmut ÖZGENER Tema Konuşmacısı: -Prof. Dr. Nazım EKREN (Akademisyen/İstanbul Milletvekili) Panel Konuşmacıları: Oturum Başkanı: Eşref Hamamcıoğlu (CEO / GSK yönetim kurulu mali işlerden sorumlu eski üyesi) - Dr. Işın Çelebi (Eski Bakan ve GSK Yönetim Kurulu üyesi) - Prof. Dr. Emre ALKİN: “Sporda Kurumsallık ve Kulüplerin STK

HAYVANAT BAHÇESİ

Maçlarda, rakip takımdan insanların da bu işten para kazandığını unutan, ağzından köpükler çıkarak rakibini tekmeleyen ama kamera görünce bir anda çiçek kız Candy modeliyle "Aile Kasabı" lafına içerleyen Türk oyuncuların fotoğraf albümünü ele geçirdim. Bakınız arkadaşlar futbol değil de ne oynuyor, siz cevap verin. Sen misin Türk futbolunun yıldızı!!! Sen misin Socceroo'ların kaptanı!!! Sen misin çalımlarla Türk futbolunu güzelleştiren!!! Sen misin 6 senedir istikrarla sakatlanmadan oynayan!!! Sadece bu fotoğrafları bulabildiğim için bunları koyabildim, yoksa daha Alex'e, Kewell'a, Bobo'ya, Colman'a atılan acımasız ne tekmeler var. Sert oynamakla ahlaksızlığı ve hayvanlığı karıştıran defans oyuncuları çoğunlukta ülkemizde. Ama yine de bir bakıma şanslıyız. Ülkemizde Amerika'da ki gibi fazla sayıda hayvanat bahçesi bulunmamasına rağmen, aç 3 büyüklerin maçlarını. Kesin çıkar türü daha keşfedilmemiş hayvanlar.

KÖYÜN AKILLISI

Bilgin Gökberk'de, kendisinin de dediği gibi bir "köyün delisi" modeli var ne yalan söyleyeyim. Doğruları yazan insanların genelde sevilmediği, hatta günümüzde hapislerde yattığı ülkemizde, nadir bulunan spor yazarlarından kendisi. Şahsen, kendisinin yazılarını beğenirim. Karşı çıktığım konularda mail atarım. Çoğu gazetecinin aksine maillere cevap verir, hatta önemli konularda cep telefonunu bile vermekten çekinmez. Fanatiği olduğum "Four-Four-Two" dergisinin bu ay ki sayısında, "Ne Dediler" bölümünde Bilgin Gökberk'in de bir sözü vardı. Demiş ki Bilgin Gökberk :" Bizim kariyerimiz iki sene Akşam, dört sene Tercüman, üç sene Fotogol. Senin eleştirdiğin adamsa sekiz sene AC Milan, beş sene Barcelona, iki sene Hollanda...". Frank Rijkaard eleştirilmeyecek diye bir olay yok ama eleştiren insan önce aynaya bakmalı. Saygıyla alkışlıyorum Bilgin Abiyi.

VANCOUVER 2010

4 senelik bir aradan sonra, benim için her zaman yaz olimpiyatlarından daha eğlenceli olan kış olimpiyatları Vancouver 2010 başlamak üzere. Bu ayın 12'sinde 22'inci Kış Olimpiyatları başlıyor. Şubat'ın 12 sinde açılış seromonisiyle başlayacak olan Vancouver Kış Olimpiyatları, tam 16 gün sürecek ve olimpiyat ateşi 28 Şubata kadar Vancouver'da yanmaya devam edecek. Olimpiyatları almak için Güney Kore'nin Pyeong Chang ve Avusturya'nın Salzburg kentiyle yarışan Vancouver, kenti iki turlu seçim sayesinde kış olimpiyatlarını düzenlemeye hak kazandı. Seçim sisteminde ilk turda ilk iki sırayı alan ülkeler son turda bir daha oylamaya katılıyor. İlk turda Güney Kore'nin 51, Vancouver'ın 40 oy almasına rağmen, Vancouver 56, Pyeong Chang 53 oy aldı ve kazanan Vancouver oldu. Vancouver, Kanada'nın batısında bulunup ülkenin 3'üncü büyük şehridir. Kanada'nın 3'üncü büyük şehrinin nüfusunun 2,2 milyon olduğunu ve nüfus çokluğunu marifet sayan başbakanım

RAUL GONZALEZ KARAKTERİ

Real Madrid'de 1994'te başladığı profesyonel futbolculuk kariyerini, bugüne kadar aynı kulüpte sürdüren, istatistiklere göre dünyanın en büyük golcülerinden biri olan 32 yaşındaki Raul, kaptan olmanın yaşla veya kıdemle olmayacağını, hatta kaptan doğulacağını verdiği röportajda herkese gösterdi. Bu sezon La Liga'da 7, Şampiyonlar Ligi'nde de 3 maçta ilk 11'de forma giyebilen Raul ''3 aydır az oynuyorum ve bugünlerin geleceği belliydi. Geçen hafta sonu Riazor'daki Deportivo maçında birkaç dakika oynayabildiğim için memnunum . 17 yaşından beri çok açık bir kariyerim var. Bu zamana kadar yaptıklarımdan gururlu ve memnunum. Yedekte oturmama çok da önem vermemek gerek. Teknik direktör ile çok iyi ilişkim var ve görevimi ve rolümü biliyorum .'' diye açıklamalarda bulundu. Bu açıklamalar okuyunca ister istemez aklıma ilk olarak Hakan Şükür geliyor. Türk futbolunun en önemli yıldızıyken Fatih Terim'le yaptığı araba kavgası, Ersun Yanal'la yaptığı