Ana içeriğe atla

SOCCEROO'S CAPTAİN

Galatasaray'la ilgili bütün transfer, sakatlık ve bunun gibi gelişmeleri ilk öğrenen insanlardan biri olup, arkadaşlarımı bilgilendirmekle övünürdüm; Ta ki bu sabaha kadar. İki buçuk senedir her sabah, uyku problemi ve mutsuzlukla geldiğim işimde, bir sabah klasiği olarak girdiğim http://www.galatasaray.org/ sitesinin açılış sayfasındaki transfer haberi, yüzüme 1 saatliğine yılık bir gülme ifadesi koymaya yeterli oldu. Gazeteler tirajı arttırmak için hep forvet transferleri yazıyorlardı ama Galatasaray'ın öncelikli ihtiyacı, defansın göbeğinde liderlik yapacak, arkadaşlarını düzene sokacak, ofsayt taktiği komedilerine son verecek bir oyuncuydu. Öncelikle devre arasında 800.000 Pound'a alınan kendi milli takımında oynayan bir oyuncunun transferi, avrupa kupalarında da oynayacağı göz önüne alınınca kesinlikle çok ekonomik bir transferdir. Basında ve çevrenizde bir sürü insan çıkacaktır, "sene başında bu oyuncuyu neden bedava almadınız" diye soracak (Bu insanlarla Yılmaz Vural milli takımın başına gelsin diyenler büyük ihtimalle aynı kişiler olacaklardır). Ama onların bilmediği konu "bedava" diye tabir edilen hiçbir oyuncu bedava olmamasıdır. Bonservisi elinde olan oyuncular, neredeyse bonservis bedelleri kadar ayak bastı parası alırlar. İşte bunu anlayamayacak insanlara öncelikle transfer işinin köle ticareti olmadığını anlatmak, yani bir oyuncu bedava diye sizin klübünüz yerine başka bir klübü tercih edebileceğini güzel bir dille anlatmak; anlamıyorlarsa fiziksel şiddet uygulamak gerekir.

Ama hala Türkiye'de ki spor cahillerine dayanacak gücü olan, insaflı olup normal gerekçeler göstermek isteyenlere şöyle bir liste çıkarabiliriz.
  1. Sezon başında, Lucas Neill Premier League'in büyülü havasından ayrılmak istemedi.
  2. Alex Ferguson'un veliahtı olarak görülen David Moyes ile çalışma şansını kaçırmak istemedi.
  3. Bizim bildiğimiz İstanbul'u yabancılar bilmediği ve gösterilmediği için Türkiye'ye olan önyargı.

Şu anda Galatasaray'a gelme sebepleri ise:

  1. En başta Elano'yla ortak noktası olan, Dünya Kupasında formda olma isteği. Bu sezon Everton'da sadece 15 maç oynadı. Dünya kupasına hazır halde gidebilmek için sürekli forma giyebileceği bir takıma gitmeliydi.
  2. Sezon sonunda büyük ihtimalle gönderilecekti. Yaşı itibariyle Premier League'de yarışmacı bir takımda oynayamazdı.
  3. Büyük ihtimalle Harry Kewell'ın ısrarları ve Kupa kaldrıma isteği
  4. İngiltere'de yaşanan güvenlik sorunları ve hırsızlık. 2009 Eylül'ün sonlarında hırsızlar evi soymaya geldiklerin Lucas Neill evin içindeydi.

"Socceroo"ların kaptanının futboluna gelirsek, Lucas Neill'in en büyük özelliği her oynadığı takımda lider olabilme özelliği. Harry Kewell gibi bir futbol efsanesiyle yıllardır aynı dönemlerde milli takım kadrosunda olmasına rağmen, Avustralya milli takım kaptanlığını yapması, nasıl bir lider olduğunu anlamamız için yeterli olacaktır. Lucas Neill ayrıca, Harry Kewell'dan sonra milli takımında oynamış en genç oyuncudur. Harry Kewell Liverpool forması giyerken, Liverpool Lucas Neill'i kadrosuna katmak istemiş ama klübüyle bonservis konusunda anlaşamamıştı. Bu kadar kaderleri birlikte yazılmış olan ama kesişemeyen iki büyük futbolcu kariyerlerinin en tecrübeli döneminde Galatasaray forması altında buluşuyorlar. Bu da sanırım Galatasaray taraftarını mest etmeye yeterli olacaktır. Lucas Neill'ın bir diğer önemli özelliği ise kanının son damlasına kadar takımı için savaşmasıdır. Sanırım bu kültürü İngiltere'de ilk oynadığı takım olan deliler klübü Millwall'da edinmiştir.

Ülkemizin milli takımının veya 3 büyüklerin defans problemleri düşünülmeden, bu oyuncuya sallayacak, "bu adamdan Bank Asya'da çok var" diyecek şuursuz yorumcular elbet çıkacaktır. Bu tarz insanların tersine, benim fikrim Lucas Neill, çok yerinde, çok ekonomik ve tam eksikliği duyulan bir transferdi. Artık dileğimiz Atletico Madrid maçlarına kadar uyum sürecini atlatmasından ve egosu tavanda olan Servet'e kendini kabul ettirebilmesinden başka birşey olamaz sanırım.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

TT ARENA KOMBİNE BEDELLERİ

Alın size 1,5 Senelik satılacak kombine biletleri fiyatları. Satışa başlangıç tarihi yüksek ihtimalle 20 Eylül.

OLMUYOR İSTESEM DE

Kafamda binbir soru. Hatayı arıyorum, bir sürü. Çözüm veya çözüm yaratacak insan arıyorum, şu an itibariyle sıfır. Ne olacak, işler nasıl düzelecek bilemiyorum. Yönetimi düşünüyorum, başım ağrıyor; Futbolcuları düşünüyorum, kalbim ağrıyor. Teknik kadro'nun da suçu en az onlar kadar. Bölge bölge, isim isim bakıyorum heryerde çatlaklar var : • Aklım ermiyor Galatasaray'ın kalesinin Aykut 'a teslim edildiğine. Yan topları zayıf, zamanlaması zayıf, arkadaşlarıyla iletişimi zayıf. Kendine güvenmiyor, arkadaşları ona güvenmiyor. Artık her geçen gün daha kötüye gidiyor, yazık oluyor hem Galatasaray'a, hem Aykut 'a. Aykut 3 sene öncesinde yaptığı kaleciliğin yarısını yapamıyor. Zaman geçiyor ve yine bir sezon daha kayıp olmaya doğru gidiyor. • Galatasaray'ın bekleri geliyor aklıma, iyice sıkıntı basıyor. Düşünüyorum, Sebastian Perez 'den sonra bu takıma bek gelmemiş. Geçen sezon takımın bünyesinde 3 sol bek ( Hakan Balta, Volkan, Alpaslan ) varken sezon başında ik...

RAUL GONZALEZ KARAKTERİ

Real Madrid'de 1994'te başladığı profesyonel futbolculuk kariyerini, bugüne kadar aynı kulüpte sürdüren, istatistiklere göre dünyanın en büyük golcülerinden biri olan 32 yaşındaki Raul, kaptan olmanın yaşla veya kıdemle olmayacağını, hatta kaptan doğulacağını verdiği röportajda herkese gösterdi. Bu sezon La Liga'da 7, Şampiyonlar Ligi'nde de 3 maçta ilk 11'de forma giyebilen Raul ''3 aydır az oynuyorum ve bugünlerin geleceği belliydi. Geçen hafta sonu Riazor'daki Deportivo maçında birkaç dakika oynayabildiğim için memnunum . 17 yaşından beri çok açık bir kariyerim var. Bu zamana kadar yaptıklarımdan gururlu ve memnunum. Yedekte oturmama çok da önem vermemek gerek. Teknik direktör ile çok iyi ilişkim var ve görevimi ve rolümü biliyorum .'' diye açıklamalarda bulundu. Bu açıklamalar okuyunca ister istemez aklıma ilk olarak Hakan Şükür geliyor. Türk futbolunun en önemli yıldızıyken Fatih Terim'le yaptığı araba kavgası, Ersun Yanal'la yaptığı...