Ana içeriğe atla

3 Büyükler ne kadar büyük?

Türkiye'de 3 büyük takımımıza yanlış teknik direktörler getirilebilir, yanlış futbolcular alınabilir. Futbolun içinde her zaman hatalar olacaktır. Ama benim sinirlendiğim hataların başında Beşiktaş'ın, Fenerbahçe'nin, Galatasaray'ın ne kadar büyük olduğunu anlayamayan Avrupalı ve özellikle Güney Amerikalı futbolculara verilen saçma toleranslar geliyor. Hep aklımı kurcalayan bu konu hakkında, Lugano'nun kürkçü dükkanına dönmesiyle beraber birşeyler yazmam gerektiğini düşündüm. Ve o sinirle ilk aklıma gelenleri sizle paylaşmak istedim.

  1. İspanya'da bir sezon gol kralı olmuş ( ki yüzdeye vurursak kaç tane gol kralının isimleri futbol hayatı bitmeden yok olmuştur, herkesle tartışabilirim!!!) Guiza "Ben ömrümde hiç büyük takımda oynamadım" deme cesareti gösterdikten sonra nasıl takımda yıldız muamelesi görüyor?
  2. Mehmet Topuz küsüp, iki gün antremanlara gitmeme cüretini nasıl kendinde bulabiliyor? Nasıl "BJK formasından başka forma giymem" dedikten sonra Fenerbahçe forması giydiriliyor?

  3. Lugano, Fenerbahçe gibi bir takımda oynayıp, milyonlarca euroyu beğenmeyip kaçtıktan sonra hiç bir klüp buna istediği parayı vermeyince nasıl kapılar sonuna kadar açılıyor?

  4. Nihat, İspanya'da orta sıra takımları kadrosundan bile teklif almıyor ve küçük takımlardan aldığı teklifler 750 bin euro'yu geçmezken, Beşiktaş, Fenerbahçe korkusuna nasıl 3 milyon euro verip, takım arkadaşlarına "alın size abi getirdik" denilebiliyor?
  5. Nobre gibi halı sahada bile zor oynayacak bir adama, sadece Türk pasaportu var diye nasıl 2.3 milyon euro verilip belki Türk futbol tarihinin en büyük yeteneği Batuhan'ın önü kapatılıyor?

  6. Nasıl BJK yönetimi Tümer Metin'i geri getirebilmenin yollarını arıyor?
  7. Nasıl Lincoln gibi akıldan yoksun bir Brezilyalı koskoca klübü 2 sene peşinden sürüklüyor?Nasıl "3 yıldız sözü vermiştim, alın size yıldız" deniliyor?
İster avrupalılar ligimizi izlemesin, isterlerse futbolcularımızı transfer etmesinler, ister Türk futbolu düşüşte olsun. Benim için Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray dünyanın sayılı klüplerindendir. 3'ününde sayısız başarıları ve en önemlisi klüplere karakterini veren müthiş tarihleri vardır. Beşiktaş'ın hayata karşı duruşu ve halkın takımı olma özelliği, Fenerbahçe'nin kurtuluş savaşındaki kahramanlıkları ve taraftarının bağlılığı, Galatasaray'ın neredeyse 600 senelik geçmişi ve avrupadaki başarılarını kim inkar edebilir? Bu formaların aşkına sokaklarda cebinden para verip terini akıtacak kaç insan vardır? Artık bu klüplerimizi yönetenler umarım klüplerin büyüklüğünün farkına varırlar, umarım bir sezonluk sportif başarı için Baba Hakkı'nın, Metin Oktay'ın kemiklerinin sızlatmazlar, umarım Can Bartu'ların, Lefter'lerin, Cüneyt Tanman'ların yüzlerini kızartmazlar ve bu kutsal formaları kimlere emanet edip etmeyecekleri hakkında daha çok düşünürler.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

TT ARENA KOMBİNE BEDELLERİ

Alın size 1,5 Senelik satılacak kombine biletleri fiyatları. Satışa başlangıç tarihi yüksek ihtimalle 20 Eylül.

OLMUYOR İSTESEM DE

Kafamda binbir soru. Hatayı arıyorum, bir sürü. Çözüm veya çözüm yaratacak insan arıyorum, şu an itibariyle sıfır. Ne olacak, işler nasıl düzelecek bilemiyorum. Yönetimi düşünüyorum, başım ağrıyor; Futbolcuları düşünüyorum, kalbim ağrıyor. Teknik kadro'nun da suçu en az onlar kadar. Bölge bölge, isim isim bakıyorum heryerde çatlaklar var : • Aklım ermiyor Galatasaray'ın kalesinin Aykut 'a teslim edildiğine. Yan topları zayıf, zamanlaması zayıf, arkadaşlarıyla iletişimi zayıf. Kendine güvenmiyor, arkadaşları ona güvenmiyor. Artık her geçen gün daha kötüye gidiyor, yazık oluyor hem Galatasaray'a, hem Aykut 'a. Aykut 3 sene öncesinde yaptığı kaleciliğin yarısını yapamıyor. Zaman geçiyor ve yine bir sezon daha kayıp olmaya doğru gidiyor. • Galatasaray'ın bekleri geliyor aklıma, iyice sıkıntı basıyor. Düşünüyorum, Sebastian Perez 'den sonra bu takıma bek gelmemiş. Geçen sezon takımın bünyesinde 3 sol bek ( Hakan Balta, Volkan, Alpaslan ) varken sezon başında ik...

RAUL GONZALEZ KARAKTERİ

Real Madrid'de 1994'te başladığı profesyonel futbolculuk kariyerini, bugüne kadar aynı kulüpte sürdüren, istatistiklere göre dünyanın en büyük golcülerinden biri olan 32 yaşındaki Raul, kaptan olmanın yaşla veya kıdemle olmayacağını, hatta kaptan doğulacağını verdiği röportajda herkese gösterdi. Bu sezon La Liga'da 7, Şampiyonlar Ligi'nde de 3 maçta ilk 11'de forma giyebilen Raul ''3 aydır az oynuyorum ve bugünlerin geleceği belliydi. Geçen hafta sonu Riazor'daki Deportivo maçında birkaç dakika oynayabildiğim için memnunum . 17 yaşından beri çok açık bir kariyerim var. Bu zamana kadar yaptıklarımdan gururlu ve memnunum. Yedekte oturmama çok da önem vermemek gerek. Teknik direktör ile çok iyi ilişkim var ve görevimi ve rolümü biliyorum .'' diye açıklamalarda bulundu. Bu açıklamalar okuyunca ister istemez aklıma ilk olarak Hakan Şükür geliyor. Türk futbolunun en önemli yıldızıyken Fatih Terim'le yaptığı araba kavgası, Ersun Yanal'la yaptığı...