Ana içeriğe atla

Galatasaray - Netanya : 6 - 0

Galatasaray-Netanya maçının ardından, çoğu gazeteler ve yazarlar Galatasaray'ı dünyanın en iyi takımı ilan edecektir. Üç gün sonra Gaziantep maçında olası bir puan kaybında ise Rijkaard'ın futbol bilgisi sorgulanacaktır. Ben maç analizine girmeyeceğim, çünkü Galatasaray'ın karşısında çok zayıf bir takım vardı. O yüzden benim aklımda Netanya maçından kalanları paylaşmak istiyorum :
  • Maç sonu röportajı Johan Neeskens'in vermesi Galatasaraylılar için çok güzel bir andı. Maç sonunda ve başında tribünler stadyumu "Frank Rijkaard" diye inletirken, Rijkaard'ın röportajı hakkını Neeskens'e vermesi çok güzel bir incelikti.

  • Nonda sakat olmadığı sürece çok iyi bir oyuncu olduğunu dünde gösterdi. 6+2 gibi dünyanın en saçma kuralında Baros'un yedeği olabileceğini hatta zorlayacağını dünde gösterdi. Zaten Nonda'yı gönderirken para vermek, alınacak insana bonservis parası vermek, alınacak futbolcunun takıma uyumu beklemek bence çok saçma olacaktır.

  • Uğur'un, Aydın'ın ve Linderoth'un geri dönüşleri çok etkileyiciydi. Karşılarındaki takım ne kadar kötü olsada başarılı oyunları ileriki günler için umut saçtı.

  • Mor formalara alışmak zor oldu, renk olarak güzeldi ve yeşil zemin üstünde güzel duruyordu ama ilk 10 dakika maça konsantre olmak çok zordu. Beklediğimden daha çok mor formalı insan gördüm tribünlerde. Benim açımdan mor formanın en büyük avantajı "ülker" yazısının çıkarılabilmesidir.

  • Cesar Prates'ten sonra Galatasaray ilk serbest vuruş golünü attı. Golü atan futbolcunun 3 senedir bu kadroda olduğunu ve ilk defa serbest vuruş kullanmasına izin verilmesi biraz düşündürücü.

  • 6'ıncı golden sonra Arda'nın havalara sıçraması, Rijkaard'ın yüzündeki mutlu ifade, iki sene öncenin bir Türkiye kupası maçında Ümit Karan'ın sonradan oyuna girip gol attıktan sonra, gol sevincini yaşamak isteyen arkadaşlarını elinin tersiyle itmesini aklıma getirdi.

Dünkü maçın skoru çok ihtişamlıydı, umarım tüm Türk takımlarının avrupa kupası maçları bu kadar mutlu, kuraları da bu kadar şanslı geçer.

Yorumlar

  1. güzel yazılmış, ince dokunulmuş.

    her maçtan sonra yorum bekliyoruz, istiyoruz...

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

İşte Ben Böyle Severim Fatih Terim'i

Sevme hissi çok gariptir. Duramaz hiçbir şey önünde, ne başkası, ne kendin, ne hayaletin. Çok kutsaldır ama yine de vardır bencil bir tarafı. Ne olursa olsun istersin aşık olduğun insan tarafından sevilmek. Karşılık beklemem dersin ama içten içe sen de özen gösterilmek, el üstünde tutulmak istersin. Ama tanımadığın bir insanı sevmek çok başka bir şeydir. Sadece hikayelerini duyduğun, televizyonlarda gördüğün bir insanı sevmek, anneni, babanı severmiş gibi hem de kalbinin en derinlerinden sevmek kimilerine göre belki deliliktir, kimine göre cennetlik. Yakın arkadaşlarımdan birinin (İsmail Annıkızıl) benim hakkımda güzel bir tespiti vardır. Der ki: "Cemşit sen sevme, sevince bokunu çıkarıyorsun". Anlamışsınızdır yazdıklarımdan zaten. İşte ben böyle severim Fatih Terim'i . İki gün görmeyince heyecanla beklediğim kız arkadaşım gibi, sanki hergün evden çıkarken güle güle dediğim, eve döndüğümde halini hatırını sorduğum ailem gibidir O, benim için. Hayatımda tanışmadım, e...

OLMUYOR İSTESEM DE

Kafamda binbir soru. Hatayı arıyorum, bir sürü. Çözüm veya çözüm yaratacak insan arıyorum, şu an itibariyle sıfır. Ne olacak, işler nasıl düzelecek bilemiyorum. Yönetimi düşünüyorum, başım ağrıyor; Futbolcuları düşünüyorum, kalbim ağrıyor. Teknik kadro'nun da suçu en az onlar kadar. Bölge bölge, isim isim bakıyorum heryerde çatlaklar var : • Aklım ermiyor Galatasaray'ın kalesinin Aykut 'a teslim edildiğine. Yan topları zayıf, zamanlaması zayıf, arkadaşlarıyla iletişimi zayıf. Kendine güvenmiyor, arkadaşları ona güvenmiyor. Artık her geçen gün daha kötüye gidiyor, yazık oluyor hem Galatasaray'a, hem Aykut 'a. Aykut 3 sene öncesinde yaptığı kaleciliğin yarısını yapamıyor. Zaman geçiyor ve yine bir sezon daha kayıp olmaya doğru gidiyor. • Galatasaray'ın bekleri geliyor aklıma, iyice sıkıntı basıyor. Düşünüyorum, Sebastian Perez 'den sonra bu takıma bek gelmemiş. Geçen sezon takımın bünyesinde 3 sol bek ( Hakan Balta, Volkan, Alpaslan ) varken sezon başında ik...

gerçekten buralARDAmıyız????

Çoğunuz biliyorsunuzdur bu çocuğu ne kadar sevdiğimi. Oğlumun adı bile Arda olacaktır çok büyük ihtimalle. Sırf Arda'yı değil altyapıdan çıkan bütün çocukları, Sabrisini, Aydın'ını, Mehmet Güven'ini, Ferhat'tını çok seviyorum, başka takıma gidenleri hala takip ediyorum bir baba yüreğiyle. Onlar evden uçtu diye onları evlatlıktan reddetmem. Sanki hepsini ben kendi ellerimle yazdırdım Galatasaray'ın altyapısına, sanki ben büyüttüm onları. Çocukların arasında ayrım olmaz ama Arda çok başka. Onun ayrı bir yeri var kalbimde. Bu çocuk akıllı, komik. Öbürküler gibi Türkçe konuşurken zorlanmıyor, ifade sıkıntısı çekmiyor, söylemek istediklerini korkmadan söylüyor. Ama kimse bu çocuğun değerini bilmiyor. Şerefsiz basını ve rakip takımları (ki dünü olaydan sonra bütün rakip takımların taraftarları Arda'ya destek veriyor) geçtim, kendi taraftarı ve yönetimi de bu çocuğun değerini anlamıyor. Babalık yapması gereken yönetim, gerekli açıklamayı anca Arda yaptıktan sonra yapıy...