Ana içeriğe atla

Gaziantepspor - Galatasaray : 2-3

Galatasaray için şanssız bir fikstürle başlamıştı lig. Herhalde kime sorsalar, ligin ilk haftalarında Antep deplasmanına gitmeyi kimse tercih etmezdi. Ama yinede 4 tane resmi maç yapmanın verdiği moral ve kondisyonla bu önemli virajdan başarıyla çıkabildi Galatasaray. Öncelikle kendi tahminimce geçen sene Sivasspor'un yaptığı çıkışı, bu sene Gaziantep ve Bursa'dan yapacak.. Gaziantep özellikle sağ ve sol bek problemlerini halledince çok takımın canını yakacak gibi. Özellikle golü atan yeni transfer Julio Cesar çok iyi bir futbolcu, seneye transfer döneminde Tabata hakkında yapılan dedikoduların hepsi Julio Cesar hakkında yapılacak gibi. Teknik direktörleri Jose Cuceiro'da bence çok başarılı bir isim. Özellikle Batuhan olaylarında karakterli duruşu çok insana örnek olmalı. Uzun süre Gaziantep sporun başında kalır umarım.
Maçtan benim aklımda kalan en önemli olay Keita yerde kıvranışıydı. Henüz 26 yaşındayken Espanyol kaptanı Jarque'nin kalp krizi yüzünden bir gün önce öldüğü haberini aldıktan sonra yürekler ağızlara geldi, Keita'yı yerde görünce. Ama Allahtan kötü bir sonla karşılaşmadan Keita oyuna devam edebildi. Keita'nın oyununa gelince daha eski hızını yakalayamamış ama 20 gündür idman yaptığını düşünürsek bu çok doğal. Dikkat çeken en önemli özelliği karşısındaki defans oyuncusunun sabit ayağının tarafına topu atıp çalım atabilmesi. Bu özelliğiyle ilk 10 maçta çok adam geçer, sonraki maçlarda ise çok tekme yer.
Maçın yıldızı iki asist ve bir golüyle yine kaptan Arda Turan'dı. Geçen senelerde kanattan başka yerde oynayamaz denilen Arda'dan, Frank Rijkaard ve Johan Neeskens ikilisi inanılmaz bir maestro yaratma yolunda ilerliyorlar. Herşey böyle güzel gitmeye devam ederse Arda'nın ismi Everton veya Dortmund'la değil, Milan veya Chelsea gibi bir üst kademe takımlarla geçecek gibi görünüyor. Ayrıca başarılı istatiistiklerinin yanında, esas defansa yaptığı yardımlar, kayarak top kapmalar Arda'nın futbolunu büyütüyor.Netanya maçının yıldızı Aydın dün beklenen görüntüsünden yine uzaktı, ama yinede biraz şanslı olsa maçı 1 gol 1 asistle bitirebilirdi ve öyle olsaydı bugün eleştirenlerin hepsi Aydın'a Türk futbolunun yeni yıldızı damgasını yapıştıracaktı. Aydın'ın en önemli eksikliği hırs, bu konuda acil olarak birşey yapmalı. Mustafa Sarp'ı çok beğendim biraz daha fazla maç yapınca daha iyi olacağını düşünüyorum. Bu düşüncelerimin tam tersini Gökhan Zan için söyleyebilirim. Karşıdaki takımlar iyileştikçe, Gökhan Zan daha da kötüleşecek.

Maçın en komik anı Sabri'nin yaptırdığı penaltıdan sonra hakeme itirazıydı. "Ama topa ben değdim" diye itiraz etmesi Türk futbolununmu, altyapıdaki hocalarınınmı, yoksa tamamen kendi başarısımıdır bilemiyorum. Ayrıca Penaltı verildikten sonra Gaziantep'li futbolcunun Sabriyle itiraz ediyor diye kavga çıkarması sanırım bir tek Türkiye liglerinde görülecek hareketti.

Maçın en çirkin anı ise 90'ıncı dakikada hakemin Arda'yı ittirmesiydi. 17 senedir bilinçli olarak maç izlediğimi varsayarsam toplamda minumum 500 maç izlemişimdir. Ama ilk defa bir hakemin "hayırr illa bu yandan çıkacaksın" diye bir oyuncuyu ittirdiği gördüm. Bu Türk hakemlerinin ilkokullardaki sevilmeyen sert öğretmen modeline bürünmlerine gıcık olduğum kadar çok az şeye gıcık oluyorum sanırım.
Dün maç sonunda Rıdvan Dilmen'in saçmalamaları artık iyice abartıya kaçtı. Tobol maçından sonra " bu Galatasaray ilk 4'e giremez" dedikten sonra, Galatasaray her maçında 2'şer gol yiyebilir yorumunu yapınca Galatasaray'ın yediği golleri düşündüm. Biri neredeyse dünyanın en güzel gollerinden biri, öbürü ise futbol bilmeyen bir bekin saçma hatasından yenilen bir goldü. Rıdvan Dilmen'e göre her maçta böyle anormallikler Galatasaray'ı bulacak, hele karşıdaki takımlar organize golde atarlarsa, Galatasaray her maç 5 yiyecek demek oluyor. "Ne kadar çok konuşursan, o kadar çok hata yaparsın" babamın en sevdiğim öğütüdür. Bir insana dünyanın en iyi yorumcusu yaftası yapıştırılırsa adamda ne yapsın 90 dakikalık programı doldurmak için bildiğinden daha fazla konuşması gerekiyor.
Yinede sezonun ilk maçı olduğunu düşünürsek göze hoş gelen, hırslı bir maçtı. Umarım Gaziantep sorunlarını halledip çok daha iyi bir takım olma yolunda ilerler, umarım bir daha hiçbir futbolcu saha içinde ölüme yaklaşmaz.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

TT ARENA KOMBİNE BEDELLERİ

Alın size 1,5 Senelik satılacak kombine biletleri fiyatları. Satışa başlangıç tarihi yüksek ihtimalle 20 Eylül.

OLMUYOR İSTESEM DE

Kafamda binbir soru. Hatayı arıyorum, bir sürü. Çözüm veya çözüm yaratacak insan arıyorum, şu an itibariyle sıfır. Ne olacak, işler nasıl düzelecek bilemiyorum. Yönetimi düşünüyorum, başım ağrıyor; Futbolcuları düşünüyorum, kalbim ağrıyor. Teknik kadro'nun da suçu en az onlar kadar. Bölge bölge, isim isim bakıyorum heryerde çatlaklar var : • Aklım ermiyor Galatasaray'ın kalesinin Aykut 'a teslim edildiğine. Yan topları zayıf, zamanlaması zayıf, arkadaşlarıyla iletişimi zayıf. Kendine güvenmiyor, arkadaşları ona güvenmiyor. Artık her geçen gün daha kötüye gidiyor, yazık oluyor hem Galatasaray'a, hem Aykut 'a. Aykut 3 sene öncesinde yaptığı kaleciliğin yarısını yapamıyor. Zaman geçiyor ve yine bir sezon daha kayıp olmaya doğru gidiyor. • Galatasaray'ın bekleri geliyor aklıma, iyice sıkıntı basıyor. Düşünüyorum, Sebastian Perez 'den sonra bu takıma bek gelmemiş. Geçen sezon takımın bünyesinde 3 sol bek ( Hakan Balta, Volkan, Alpaslan ) varken sezon başında ik...

RAUL GONZALEZ KARAKTERİ

Real Madrid'de 1994'te başladığı profesyonel futbolculuk kariyerini, bugüne kadar aynı kulüpte sürdüren, istatistiklere göre dünyanın en büyük golcülerinden biri olan 32 yaşındaki Raul, kaptan olmanın yaşla veya kıdemle olmayacağını, hatta kaptan doğulacağını verdiği röportajda herkese gösterdi. Bu sezon La Liga'da 7, Şampiyonlar Ligi'nde de 3 maçta ilk 11'de forma giyebilen Raul ''3 aydır az oynuyorum ve bugünlerin geleceği belliydi. Geçen hafta sonu Riazor'daki Deportivo maçında birkaç dakika oynayabildiğim için memnunum . 17 yaşından beri çok açık bir kariyerim var. Bu zamana kadar yaptıklarımdan gururlu ve memnunum. Yedekte oturmama çok da önem vermemek gerek. Teknik direktör ile çok iyi ilişkim var ve görevimi ve rolümü biliyorum .'' diye açıklamalarda bulundu. Bu açıklamalar okuyunca ister istemez aklıma ilk olarak Hakan Şükür geliyor. Türk futbolunun en önemli yıldızıyken Fatih Terim'le yaptığı araba kavgası, Ersun Yanal'la yaptığı...